22 Ağustos 2022 - Pazartesi

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ KORONAVİRÜS İLE İMTİHANI

Yazar - Ercan Babacan
Okuma Süresi: 5 dk.
Ercan Babacan

Ercan Babacan

-
Takip EtGoogle News

Malumunuz yaşadığımız dünya ve ülkemiz; yeni tip Corona Virüsü ile ciddi bir tehlike çemberinin içinde bulunmaktadır.

Geçmişten günümüze devletlerin sağlık örgütleri olası salgınlara karşı her zaman hazırlık içinde olmuşlar ve gerekli müdahaleleri yapmışlardır. Ancak tıpkı bugün yaşadığımız salgın gibi öyle durumlar da olmuştur ki, devletlerin ve ilgili kurumların müdahaleleri bile yetmez olup gönüllülük esasına dayalı olarak devlet millet iş birliği gerekmiştir.

Özellikle güzel ülkemizde benzer fedakârlıklara verilebilecek örnekler çoktur. Tarihimizin şanlı sayfalarına baktığımızda bunu açıkça görebiliriz.

İnsanoğlu yine de yeni karşılaştığı sorunlar karşısında her ne kadar geçmişten aldığı tecrübeler ışığında tedbir alsa da yetersiz ve aciz kalabilmektedir. Bu yetersizlik ve acziyet çalışma azmini, çözüm üretmeyi, gözden geçirmeyi, yeni tecrübeler oluşturmayı ve hemen her konuda birlik ve beraberliği oluşturmayı doğurmalıdır.

Genelde devletler özelde ülkemiz; Corona Virüsü salgını ile ilk anda yetersizliği ve acziyeti hissetmiş ve inanılmaz bir çalışma azmi ile çözüm üretmeye başlamıştır. Yeterli olduğu noktalarda devletimiz tüm imkânlarıyla mücadele ederken yetersiz kaldığı noktaların olmaması salgın mantığına aykırıdır.

Elbette yetersiz kaldığı alanlar da olmuş / olabilecektir. İşte tam da bu noktada millet işbirliği devreye girer ve özellikle sivil toplum kuruluşları geçmiş tecrübeleriyle yeni tecrübeler oluşturarak birliği beraberliği ve dayanışmayı tesis etmeye destek olur.

Peki, sivil toplum kuruluşlarımız bu tip vakalara ne kadar hazırlıklılar ve toplumun kendilerine ihtiyacı olduğunda neler yapmalılardır?

Bu sorulara her sivil toplum kuruluşu; muhatap kabul ettiği kitleye ayrı ayrı cevaplar oluşturabilir.

Biz burada; yerel bazda, özellikle Erzincan ve Erzincanlılara hizmet etmeyi hedef edinmiş sivil toplum kuruluşlarını değerlendirelim.

Erzincan ve Erzincanlılara hizmet etmeye çalışan dernek, vakıf ve platformlar neler yapmalı veya neler yapıyorlar?

Öncelikle her STK karşı karşıya kaldığı durumu doğru okumalı, kriz masaları oluşturmalı ve öncelikle devlet yetkililerinin talimatlarına uygun alternatif ve destekleyici pratik çözümlerle fiili icraatlara girişmelidir.

Erzincan ve Erzincan dışındaki hemşerilerimizle ilgili en ufak sivil toplum kuruluşlarımız olan köy derneklerinden ilçe derneklerine ve çatı kuruluşları olan il dernek, vakıf ve federasyonlara kadar güçlü bir iletişim ve sağlam bir veri datası oluşturulmalıdır.

Veri datası özellikle siyaset, bürokrasi, iş dünyası, sosyal, kültür ve kanaat önderi hemşerilerimizden oluşabileceği gibi geçim sıkıntısı içinde olanlardan, eğitim desteğine ihtiyacı olana, sosyal kültürel desteğe, anlık yangın erozyon deprem vb doğal afetlerden zarar görenlere ve bugünlerde olduğu gibi salgın tipi genel felaketlerden etkilenen yardıma muhtaç hemşerilerimizin kayıt altına alındığı bir data olmalıdır ki, bu çalışmaların doğru, akılcı ve uygun şekilde yürütülmesine vesile olsun.

Karantina kapsamında özellikle 65 yaş üstü yardıma muhtaç hemşehrilerimiz hakkında köy derneklerinden bilgi alınmalıdır. Köy derneklerinin yetmediği noktalara takviyede bulunulmalı veya derneği olmayan köylerden bu yardıma ihtiyacı olan büyüklerimize yardım edilmelidir.

Yine gerek Erzincan’da gerekse ilçe ve köylerde dul yetim ve yardıma muhtaç hemşerilerimizin ilgili makamlardan bilgileri alınmalı ve resmi makamlarla koordineli olarak yardım ve destekler ulaştırılmalıdır.

Erzincan sivil toplum kuruluşları, şu günlerde tamamen tüm ülke insanımız gibi toplumsal dayanışmaya ağırlık vermeli ve hemşehrilerinin yanında olduğunu göstermelidir.

Ülke genelinde düzenlenen resmi kampanyalara destek olabileceği gibi Erzincan ve Erzincanlılar özelinde de yardım ve dayanışmayı tesis etmelidir.

Toplumumuzu doğru okumalıyız, nice hemşehrimiz vardır ki istemeyi ar edinir, yokluğu ve yoksulluğu belli etmez, kanaat edip kimseye yük olmak istemez. Sivil toplum kuruluşlarımız işte bu zor günlerde bu insanlarımızın sesi kulağı ve yüreği olmak zorundadır.

Bu arada köy, ilçe ve il derneklerimiz; ilk anda devlet tedbirlerini yaygınlaştırma ve duyurularla üye ve hemşehrilerimize hizmet etmeye başladıklarını, birkaç il ve ilçe derneğimizin de fiili olarak ayni yardımlarla yardıma muhtaç hemşerilerimize ulaşmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Umarız bu çabalar artarak devam eder.

Sebebi ne olursa olsun ulaşamadığımız her hemşehrimizin üzüntüsü bizim üzüntümüz, eksikliği ve mağduriyeti bizim hatamız olmasın.

Unutulmamalıdır ki, memleketimize ve memleketlimize hizmet aşkı, birlik beraberliği tesis ve özellikle dayanışmayı sürekli ve aktif kılmak hemen hemen tüm sivil toplum kuruluşlarımızın ortak bir amacıdır.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları