SEVGİ NEDİR?
Sevgi, yüce nitelikte bir sanat yapıtı, zihinler ve bedenler arasında olağanüstü bir alışveriştir.
Platon’a göre sevgi “kutsal bir delilik” tir; her âşık sevgilisini kutsal sayar ve onun yanında kendisini Cennetteymiş gibi duyar. Sevmek, bir yüzdeki çizgileri, bir yanağın rengini görüp heyecanlanmaktan daha ciddi ve daha önemli bir şeydir.
Âşığı belirleyen sevgisidir, sevgisinin nesnesi değildir.
Sevgide var olan şey, büyülenme nedeniyle teslim olmaktır. Seven kişi, tıpkı doğmadan önce rahimde annesinden beslenerek yaşadığı gibi, kendisinden değil öbüründen beslenerek yaşar. Sevgi besinini sevgilinin ya gerçekte ya da hayalde görülen çekiciliğinden alır. Âşık sevgilisinden, kendisini sevdiğini hiç durmadan yinelemesini ister.
Sevgi, arzudan önce de vardır. Arzu doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sona erer; oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır.
Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır, sevdiğiyle kalbini bölüşmektir ki tek kalp olunsun. Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Sevmekte istemek de yoktur; sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler.
Sevmek gücenmemektir. Sevmek sevgili için yaşamaktır; onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir. (Ölümü özlemeyen aşkı anlayamaz.)
Sevmek vermektir. Sevmek sevgili olmaktır; sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevgilinin canı olmaktır; onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır.
Sevmek yangın olmaktır, yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren olmaktır, her şey olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere; sevmek yürümektir gönüllerde.
Sevmek güvenmektir. Sevmek onaylamaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye.
Sevmek sevgilinin yokluğuna üşümektir. Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Sevmek sevgiliyi Cennet etmektir.
Sevmek sevmesini bilmektir. Sevmek sevmesini hak etmektir. Sevmek ölmesini bilmektir.
Bir şeyi sevmek ona doğru gitmek demektir. Sürekli bir göç içinde olmak, sevgi içinde olmak demektir. Sevgi bir akıştır, kaynak suyu gibi hiç durmadan akan bir sıvıdır.
Sevmek, sevilen şeye sonu gelmez bir çabayla canlılık katma, onu isteyerek koruma eylemidir. Nefret etmek ise yok etme ve gerçekten öldürme eylemidir-ama bir kez gerçekleştirilen bir öldürme eylemi değildir- çünkü bir kez nefret ettik mi, nefret edilen şeyi sürekli olarak öldürüyoruz demektir. Sevgi ile nefretin nedenleri ve niyetleri birbirinden farklıdır. Nefretin nedeni olumsuzdur, bundan dolayı insan, nesneye doğru ama ona karşı olarak gider. Sevgide ise insan gene nesneye doğru ama bu kez ondan yana olarak gider.
Kişinin sevgisinden pek çok şey doğar (arzu, düşünce, istem, eylem...). Sevgi giderek doğurganlığın simgesi bile olur.
ü Herkes sevmenin zorluğunu yüklenemez. Sevgiliyle yürürken yolların sonu yoktur; Sevgilinin yanında zaman da yoktur.
ü Ve ben senin yüzündeki gülücük olmak istiyorum.
ü Hiçbir sevgi veya aşk yoktur ki tamamen Allah’tan soyutlanmış olsun.
ü Aşkta varmak değil yolda olmak vardır.
ü Bu yola çilesiz giren çoktur ama, çilesiz varan yoktur.
ü Hayat mükemmelliğe, sonsuzluk ülkesine, sonsuz sevgiye bir özlemdir sadece.
ü Sevginiz yoksa imanınız da yoktur. O sizi aşkla yarattı; siz de O’na aşkla inanın.
ü Sevmeyenler sevenlerin dedikodusunu yapar.
ü Sahip olma duygusundan sıyrılmayan insan gerçek sevgiye ulaşamaz.
Herkes âşık olamaz. Âşık olmanın şartlarını üç sınıfta toplayabiliriz, çünkü sevginin üç bileşeni vardır.
1. Sevilecek kimseyi görebilmek için algılama.
2. Sevgilinin görüntüsüne duygusal tepki verebilmek için gerekli olan coşku.
3. Varlığımızın, toplam ruhumuzun yapısı.